24 Mayıs 2012 Perşembe

18) Astronominin Kime Ne Faydası Var?

Platon, Devlet adlı eserinin yedinci kitabında ideal devleti ararken bu devletin içerisinde yaşayacak olan insanların hangi konularda kendilerini geliştirmeleri gerektiğini anlatır. Bu dallar aritmatik, geometri ve astronomidir.

Astronomi üzerine çalışmanın yararını Platon Sokrates'in ağzından şu şekilde ifade eder:

"Gök kubbeyi süsleyen değişik yıldız kümeleri görülen dünyanın malıdır. Gerçi bu dünyanın en güzel, en düzenli şeyleri onlardır, ama gerçek yıldızların yanında sönük kalır onlar. O yıldızlar ki, gerçek çabukluğa, gerçek yavaşlığa, gerçek sayıya, gerçek biçimlere, hem birbirlerine, hem kendi içindekilere uygun olarak dönerler. Onlar yalnız akıl ve düşünce yoluyla kavranır, gözümüzle değil"


Sokrates burada astrolojinin kişiye bir faydası olmadığını söyler. Gök cisimlerinin bir düzen içerisinde hareket ediyor olduğunu bilir. Bilimsel yöntem ile gök cisimlerinin hareketlerinin anlaşılabileceğini öngörmüştür. Hareketleri öngörülebilen bu cisimlerin değişmeyen hareketlerini gözlemlemenin o sırada olmadığı gibi uzun süre insanlığa somut bir yararı olamayacağını anlamıştır.

Öyleyse astronomi ile uğraşmanın kişiye ne faydası olabilir ki?

Sokrates sözlerinin devamında bu sorunun cevabını verir:

"Göğün ve yıldızların ustası onları konulabilecek en güzel yere koymuştur. Ama gündüzün geceyle, gece ve gündüzün aylarla, ayların yılla, yıldızların güneşle, ayla ve kendi kendileriyle ilintileri konusunda astronomi bilgini, bu ilintilerin görülen şeyler olmasına rağmen, hiçbir değişikliğe uğramadıklarına, hep aynı kaldıklarına inanmayı ve gerçek varlığı bunlar içinde kavramaya çalışmayı saçma bulur. Asıl istediği bu çalışmalarla ruhun kavrayan yönünü geliştirmek, astronomiyi yararsızken yararlı hale getirmektir"

Dünyada yaşamın var olabilmesi için Güneş'in uzaklığı, Ay'ın yörüngesi, Dünya'nın eksenel eğimi gibi onlarca parametrenin şimdilik olabilecek en doğru değerlere sahip olduklarını söyler. Fakat bu varsayımların kimseye bir faydası olmadığını sözlerine ekler. Kişi astronominin insanlık ile ilişkisini kurmaya çabalamalıdır. Ancak bu şekilde bu yararsız uğraş yararlı hale gelebilir.

Hegel, Tarihte Akıl adlı eserinde bu konuya şöyle bir katkıda bulunmuştur:

Belli bir tikelliğin gerçekte bir halkın ona özgü ilkesini vermesi, işin, amprik olarak alınıp tarih araştırmasıyla kanıtlanması gereken yanıdır. Bunun başarılması için yalnızca işlek bir soyutlama yetisi yetmez, ide'lerle yakından tanışıklık da gereklidir. Nasıl Kepler'in elipslerle, küpler ve karelerle, bunların a priori ilişkileriyle, bu tasarımlara belirlilik kazandıracak ölümsüz yasalarını daha amprik verilere dayanarak bulmadan önce tanışmış olması gerektiyse, burada da ilkelerle böyle bir a priori tanışıklık gerekir. Bu genel ve temel bilgileri edinmemiş kişi, gökyüzüne oradaki yıldızların devinimlerini uzun uzun gözlemlese bile hiçbir şey anlamayacak, onlarla ilk kez karşılaşmış gibi olacaktır.

Hegel burada bir sorunun anlaşılabilmesi için o soruna dair bir tarih araştırması yapılması gerektiğini, bu araştırmanın evrensel ifadelerle sonuçlandırılması gerektiğini, ve ancak bu şekilde yapılan bir araştırmanın bu sorunun çözümüne yönelik faydalı bir sonuç verebileceğini söyler. Geçmiş ile geleceğin hep bir ilişki halinde olduğunu, olguları yalın ve bağımsız olarak değerlendirmenin mümkün olmadığını belirtir. Burada Hegel astronomi analojisini kullanarak felsefi tarih üzerine bir tanım yapar. Söylediklerinden şunu da çıkarmak mümkündür: yalnızca modern fizik yasaları ve enstrumanlarını kullanarak astronomiyle ilgilenmek faydalı sonuçlar vermeyecektir.