Neowise kuyruklu yıldızı (teknik adıyla C/2020 F3) çıplak gözle görülebildiği için tüm dünyada oldukça büyük heyecan yarattı. Sabit yıldızların, gezegenlerin, Güneş'in ve Ay'ın haricinde bir gök cismini gökyüzünde öylece görebilmek muhteşem bir tecrübe. Ben de 12 Temmuz sabahı saat 04:00'te kalktım ve Neowise'ın süslediği gökyüzü manzarasının keyfini çıkardım ve birkaç fotoğraf çektim (50.1).
50.1. İstanbul semalarında Neowise.
Kuyruklu yıldızlar, Güneş'e yakın geçiş yaparken çekirdeklerinde bulunan buz ve toz partiküllerinin buharlaşmasıyla arkalarında gaz izi bırakan gök cisimlerine deniyor. Kuyruklu yıldızın çekirdeğindeki buzun süblimleşme hızı ve bu buza karışmış olan toz miktarı kuyruk yapısını belirliyor. Haliyle, kuyruklu yıldızlar sürekli kütle kaybediyorlar. Kuyruklarının içeriğindeki tozun ve gazın saçınım miktarı ve çeşidi her an değişebildiği için kuyruklu yıldızların görünümleri de anbean farklılık gösterebiliyor [1]. Kuyruklu yıldızların bir başka karakteristik özelliği de elbette kuyruklarının her zaman Güneş'in aksi istikametinde oluşmasıdır. Hareketleri ve şekilleri her daim insanlığın ilgisini çekmiş ve tarih boyu gözlemciler tarafından kayıt altına alınmışlardır (50.2).
50.2. Petrus Apianus'un 1532 yılı kuyruklu yıldızı raporu kapak sayfası renklendirilmiş görseli [2].
Kuyruklu yıldızlara verilen isimlere baktığınızda bir düzenlemeye tabi olduklarını fark edeceksiniz. Yörünge periyotu 30 yıldan az olan ve/veya birden fazla kez günberi geçişi gözlemlenmiş periyodik kuyruklu yıldızlara "P/" kodu veriliyor. Bu tanıma uymayan periyodik kuyruklu yıldızlar için ise "C/" kodu kullanılıyor. Genellikle tarihi arşivlerde yer alan ve yüzlerce yıl evvel kayıt altına alındığı için yörüngesi hesaplanamayan kuyruklu yıldızlar için "X/", parçalanan veya kaybolan periyodik kuyruklu yıldızlar için ise "D/" kodu kullanılıyor [3].
Neowise kuyruklu yıldızı sayesinde yaşadığımıza benzer bir heyecan astronomi çevrelerinde 2014 yılında da yaşanmıştı; bir başka kuyruklu yıldız - C/2014 E2 (Jacques) - dürbünler ile gözlemlenebiliyordu. Bu kuyruklu yıldızın o sene ödül almış olan çok beğendiğim bir fotoğrafını burada paylaşıyorum (50.3). Elbette Neowise çok daha fazla ilgi çekti. Her iki kuyruklu yıldızın da fotoğrafını çekmeyi başardım. Fakat bu sene teleskopla Neowise'ın fotoğrafını üzerine hemen hiç vakit harcamadan çekebilmiş olmamda 2014 yılında Jacques üzerine yaptığım çalışmalarımın önemli katkısı oldu.
50.3. Lefteris Velissaratos'un "Kalbi Iskalayan Ok" isimli fotoğrafı [4].
C/2014 E2 (Jacques), Brezilya SONEAR gözlemevi astronomları tarafından 13 Mart 2014 gecesi keşfedilen bir kuyruklu yıldız [5]. Temmuz ayında günberi (perihelion), Ağustos ayında ise yerberi (perigee) geçişleri gerçekleştiği için gözlem için özellikle bu tarihler uygundu. Günberi, gök cisminin kendi yörüngesinde ilerlerken Güneş'e en yakın olduğu konumu, yerberi ise Dünya'ya en yakın olduğu konumu ifade ediyor. Ben de bu tarihlerde gözlem yapabilecek şekilde hazırlıklarımı yapmıştım.
50.4. Stellarium'da C/2014 E2 (Jacques) kuyruklu yıldızı.
Kuyruklu yıldızların yörüngeleri bilgisayarlı teleskopların hafızalarında yer almıyorlar. İlk aklıma gelen fikir konumu sabit yıldızları ve derin uzay nesnelerini referans alarak kuyruklu yıldızı takip etmek olmuştu. Fakat birkaç hafta arayla gözlem yaptığım için gökyüzünün hareketine ilave olarak kuyruklu yıldızın hareketini de takip etmem gerekiyordu. Üstelik her defasında teleskobun hafızasında yer alan bir gök cismi kuyruklu yıldız ile aynı çerçeveye girmiyordu. Bu sebeple doğrudan kuyruklu yıldızı takip edebiliyor olmalıydım. Bunu yapabilmek için ise teleskobu bilgisayara bağlayıp hedefimin tam konumunu teleskoba söyleyebilmeliydim. Böyle bir iş Celestia, Redshift, Starry Night, Stellarium vb. planetaryum yazılımları ile yapılabiliyor. Şahsen tamamen ücretsiz ve açık kaynak kodlu olan Stellarium yazılımını kullanmayı tercih ettim (50.4).
50.5. Teleskop kumandasından bilgisayara bağlantı.
Artık cep telefonları ve tabletlerle uyumlu Skyview, Skyportal vb. birçok astronomi yazılımı mevcut. Ayrıca yeni teleskoplar, kumanda panelleri üzerinde yer alan makro USB soketleri veya bağlandıkları bir kablosuz ağ üzerinden bir bilgisayara, tablete veya cep telefonuna bağlanarak bu uygulamalar ile kontrol edilebiliyorlar. Fakat hikayemin bu bölümü 2014 yılında geçiyor ve emektar teleskobum Celestron NexStar 5SE ne yazık ki tarif ettiğim bu yeni sistemlerle uyumlu değil. Bu teleskobun bilgisayar ile bağlantısını yapmak için kumanda panelinin üzerinde genelde sabit hat telefonlardan tanıyacağınız RJ11 girişi yer alıyor (50.5). Teleskop ile birlikte gelen RJ11 - RS232 bağlantı kablosu ile ise doğrudan bilgisayarıma bağlantı yapabilmem mümkün değildi. Bu nedenle RS232'den USB-A'ya dönüştüren bir kabloya ihtiyaç duymuştum (50.6). Bu dönüştürücü kabloyu bilindik bir teknoloji market zincirinden almama rağmen sürücü problemi yaşadım. Uzun ve sinir bozucu bir araştırma sürecinden sonra bu kablonun "Prolific PL2303" çipe sahip olduğunu öğrendim. Her ne kadar kablo markası, modeli ve ürün ambalajı üzerinde yazanlar farklı da olsa kabloda kullanılan çipe uygun sürücüyü bulup bilgisayarınıza tanıtmanız gerekiyor.
50.6. RJ11'den RS232 dönüştürücü ile USB-A bağlantı.
Teleskobun bilgisayar ile olan bağlantısını sorunsuzca halledip teleskobun hareketlerini Stellarium üzerinden kontrol etmeyi de başarınca geriye yalnızca takip etmek istediğimiz gök cismini yazılımda bulmak kalıyor. Bunun için Stellarium "Yapılandırma Penceresi" içerisinde yer alan "Eklentiler" seçeneğinden "Güneş Sistemi Düzenleyicisi" açılarak "MPC formatında yörünge cisimleri" internet üzerinden bilgisayara indirilmeli. Böylece yeni keşfedilmiş kuyruklu yıldızlar dahil en güncel gök cisimlerine sahip bir gökyüzü haritanız olabiliyor. Bu adımları takip ederek C/2014 E2 (Jacques) kuyruklu yıldızının 30 saniyelik 12 fotoğrafını çekmeyi başardım (50.7).
50.7. Çektiğim C/2014 E2 Jacques kuyruklu yıldızı fotoğrafı.
Teleskop uzayda kapkaranlık bir bölgeye yönelip de kameranın LCD ekranı üzerinde çektiğim ilk fotoğrafı o an gördüğümde büyük bir hayal kırıklığı yaşadığımı hatırlıyorum. Çünkü ekranda birkaç yıldız ve ortalara doğru bir bulanıklık dışında hemen hiçbir şey gözükmüyordu. Doğrusunu söylemek gerekirse o an fotoğrafları çekmeye devam ederken kuyruklu yıldızı yakalayamamış olabileceğimi düşünmüştüm. Sonradan öğrendim ki benzer bir olayı bundan yaklaşık 400 yıl önce bir başka acemi gözlemci de tecrübe etmişti.
50.8. Isaac Newton'un 28 Aralık 1664 kuyruklu yıldızı için aldığı not [6].
Isaac Newton (1642-1726), Cambridge, Trinity College'da lisans öğrencisi olarak geçirdiği son senesinde bir kuyruklu yıldızı gözlemek üzere kendi kendine astronomi çalışmalarına başlar. Defterine 10 Aralık 1664'te bu kuyruklu yıldızı gözlemlediğini yazar. Fakat 17 Aralık'ta defterine aldığı bir başka notunda kuyruklu yıldızın gerçek konumunu ilk gözleminde yanlış belirlediği, ikinci gözleminde kuyruklu yıldızın asıl yerini belirleyebildiği anlaşılır (50.8). Newton'un astronomi çalışmaları işte tam bu tarihten sonra istikrarlı bir şekilde ilerler [6].
50.9. Isaac Newton'un kuyruklu yıldız çizimi [7].
Newton, defterine "Kuyruklu yıldızın Ay'ın merkezine uzaklığını 9°48' olarak buldum." diye not alır. Burada Newton'un kuyruklu yıldızın konumunu Ay'a göre vermesi oldukça dikkat çekicidir - hatta ironiktir. Keza kuyruklu yıldızın konumunu Ay'ın konumu ile ilişkilendirmesi, belirli bir tarih ve saatte Ay'ın konumunu belirlemeye yarayan herhangi bir teorinin yokluğunda pek mantıklı olmayan bir yaklaşımdır [6]. Newton, böyle bir teorinin inşasının ne kadar zor olduğunu keşfetmek için uzun yıllar harcayacak ve hatta bu teorinin temellerini atacaktı; ancak bu gözlemi yaptığı sırada, böyle bir teorinin var olmadığını bile bilmediği anlaşılmaktadır. Takip eden yıllarda ise, Isaac Newton, kuyruklu yıldız gözlemlerinin de katkısı ile evrensel kütle çekim yasasını doğrulayacaktır (50.9).
50.10. William Parsons'a ait 1844 tarihli M1 çizimi bir yengece benzetildiği için Yengeç Bulutsusu'na bugünkü ismini vermiştir [8].
Newton, ilk gözleminde muhtemelen bir hayalet gördü - yani aslında hiç bir şey görmedi. Teleskopla gözlem yapanlar bunu muhakkak tecrübe etmişlerdir; simsiyah gecenin karanlığında, yıldızların arasında puslu bir obje, gök cismi olabilecek bir gölge gördüğünüzü sanırsınız. Ancak başka bir olasılık daha var. Bundan neredeyse yüz yıl sonra, Ağustos 1758'de bir Fransız gök bilimci teleskobu başında kuyruklu yıldız avlamakla meşgulken, Boğa takımyıldızı civarında bir hayaletle karşılaştı. Charles Messier (1730-1817), önce bunun bir kuyruklu yıldız olabileceğini düşünerek, takip eden gecelerde burayı gözlemlemeye devam etti. Çok geçmeden bu karartının gökyüzünde hareket etmemesinden bunun bir kuyruklu yıldız olamayacağını anladı. Gelecekte hem kendisinin hem de başkalarının gözlem yaparken zaman kaybetmemesini sağlamak için, ilk bakışta bir kuyruklu yıldıza benzeyen bu tip belirsiz nesnelerden oluşan bir katalog oluşturmaya karar verdi. Günümüzde Yengeç Bulutsusu (M1) olarak bilinen Boğa burcundaki bu nesne böylece kataloğundaki ilk nesne oldu (50.10). Messier, 1764 yılında ve sadece yedi ay içerisinde Dumbbell Gezegenimsi Bulutsusu (M27) ve Andromeda Gökadası (M31) dahil olmak üzere 38 hayaleti kataloğuna ekledi. Gece gökyüzünde, kuyruklu yıldızlarla kolayca karıştırılabilecek ancak sabit yıldızlar arasında hareket etmeyen bu bulanık nesneleri göz ardı edilmesi gereken gök cisimlerinin bir listesi olarak kuyruklu yıldız gözlemcileri için 1771 yılında yayınladı [1]. Newton'a gelecek olursak, 10 Aralık 1664 gecesi bir yıldız kümesi gözlemlemiş olabileceği düşünülmektedir [6].
Burada altı yıl önce yaptığım bir gözlemi ve artık on yıl öncesinden kalma bir teknolojiye dair bilgileri paylaşıyor olmam birilerine mutlaka fayda sağlar diye umuyorum. Keza eski işletim sistemleri ile çalışan ve asla güncellemediğim bilgisayarlarımı hala çeşitli amaçlarla kullanıyorum. Atsan atılmaz, satsan satılmaz evresinde teknolojik aletleriniz varsa sizlere de şiddetle onları oldukları halleriyle muhafaza etmenizi tavsiye ederim. Yeni işletim sistemlerine geçmek, çıkan tüm güncellemeleri yapmak, yeni yazılımlar yüklemek her zaman daha verimli çalışabileceğiniz anlamına gelmiyor. Neowise'ın teleskopla fotoğrafını çekmemde tarif ettiğim düzeneği olduğu gibi çalıştırabilmek çok yardımcı oldu (50.11).
50.12. Lovejoy kuyruklu yıldızının ISS'ten fotografı [9].
Bu yazıma da son verirken sizlerle gene oldukça hoşuma giden bir başka kuyruklu yıldız fotoğrafını paylaşmak istiyorum: C/2011 W3 (Lovejoy). Bu fotoğraf Uluslararası Uzay İstasyonu (ISS) görevlileri tarafından 2011 yılında çekilmiş (50.12).
KAYNAKÇA
[1] Heidarzadeh, T., A History of Physical Theories of Comets, From Aristotle to Whipple, Archimedes New Studies in the History of Science and Technology, Springer Science and Business Media B.V., USA, 2008.
[2] Comet C/1532 R1, Peter Apian, Practica auff dz. 1532 Jar, Landshut, Germany, 1532.
[3] Green, D.W.E., The ICQ Guide to Observing Comets, International Comet Quarterly, Special Issue VIII, 1997.
[4] The Arrow Missed the Heart, Lefteris Velissaratos / AstronomyNow.
[5] Villamarin, J., "2014 Comet Jacques: SONEAR Team in Brazil Spots New Comet C/2014 E2, Closest Approach to the Sun Occur on June 29", International Business Times AU, 2014.
[6] McGuire, J.E., Tamny, N., "Newton's Astronomical Apprenticeship: Notes of 1664/5", Isis, Vol. 76, No. 3, pp. 349-365, 1985.
[7] Motte, B., "Sir Isaac Newton's depiction of the orbit of the Comet of 1680, fit to a parabola", The Mathematical Principles of Natural Philosophy, p. 358, 1729.
[8] Lord Rosse, "Observations on Some of the Nebulae", Philosophical Transactions of the Royal Society of London, Vol. 134, 1844.
[9] ISS030-E-014350, Dan Burbank/NASA, 21-11-2011.