7 Ağustos 2014 Perşembe

44) Antik Çağların Kayıp Bilgileri

Julius Caesar (MÖ100-MÖ44), dağılma noktasına gelen Roma Cumhuriyetini bir dizi iç savaş sonrası bir arada tutmayı başarmış bir generaldi. Bu başarısı ona senatonun hakimiyetinin üzerinde askeri ve siyasi güç kazandırmıştı [1]. Roma senatosu Caesar'dan ordunun komutasını bırakmasını istemiş, ama o ordusu ile Roma'ya girmeyi ve iktidarı ele geçirmeyi seçmişti. Senatoyu etkisiz hale getirerek rejimi değiştireceğinden korkan senatörler Caesar'ı senatonun ortasında bıçaklayarak öldürdüler. Caesar'ın senatoda vahşice öldürülmesi üzerine gene bir iç savaş patladı. Caesar'ın yasal varisi ve yeğeni olan Gaius Octavius, Actium Deniz Savaşı zaferi ile rakiplerini etkisiz hale getirdi, iktidarı ele geçirdi ve imparatorluğunu ilan etti (44.1). Octavius'un iktidarı ile rejim cumhuriyetten imparatorluğa dönüştü. Bundan sonra Roma İmparatorluğu sınırları içinde iki yüz yıl sürecek olan savaşsız ve huzur dolu Roma Barışı (Pax Romana) olarak adlandırılan döneme girildi.
 
44.1. Lorenzo A. Castro'nun "Actium Savaşı" tablosu [2].
 
Roma şehri bu dönemde bir milyon insanın yaşadığı dev bir metropole dönüştü. Akdeniz'deki deniz ticareti hacmi öyle büyüdü ki bir daha ancak 19. yüzyılda bu seviyeye ulaşacaktı [3]. Başlarda deniz korsanlığı hem imparatorluğun askeri gelişimine hem de ticari hükmüne katkıda bulundu. Bu sayede Roma İmparatorluğu varlığını Akdeniz'e kıyısı olan tüm şehirlerde hissettirdi [4]. Antik Mısır ve Antik Yunan'ın bütün kıymetli eserleri başkent Roma'ya taşındı. İmparatorluğun hükmettiği tüm toprakların kültürlerine ise Roma'nın ideolojisi yerleştirildi. İşte bu tarihlerde çok önemli bir kargoyu taşıyan bir gemi denizin dibini boyladı ve belki de insanlık tarihini ebediyen değiştirdi.
 
44.2. Antikythera batığına 2012'de gerçekleştirilen bir ziyaret [5].

Ege denizinde 1902 yılında sünger dalışı yapan bir grup dalgıç Antikythera adası açıklarında batık bir Roma gemisine rastladı. Bu batık alanından Roma İmparatorluğu döneminden kalma birçok heykel, sikke ve benzeri tarihi eserler çıkarıldı (44.2). Dalgıçlar burada bir de kutu şeklinde bir cisim buldular.

44.3. Antikythera Düzeneği [6].

İki bin yıl boyunca denizin altında kalmış olan bu cismin içinde bir çeşit mekanizmayı barındırdığı anlaşılıyordu (44.3). Bu cisme Antikythera Düzeneği (Antikythera Mekanizması) adı verildi. Tam 50 yıl boyunca kimse bu cismin ne işe yaradığını anlayamadı. İngiliz bilim tarihi uzmanı Derek John de Solla Price (1922-1983) bu antik düzenek üzerinde 1951 yılında çalışmaya başladı. Yunanistanlı radyolog Charalambos Karakalos ile Antikythera Düzeneği'nin X-ışını röntgenini çekti ve düzeneğin nasıl çalıştığını anlamaya uğraştılar. Karakalos'un çektiği radyografi görüntüsü iki boyutluydu ve elde ettikleri görselde birçok çark üst üste gözüküyordu (44.4). Bu çalışma ile düzenek hakkında çok önemli ipuçları elde ettiler. Çarkların ve dişlilerin sayısını bu röntgenler ile anlayabildiler. Düzeneğin milattan önce beşinci yüzyılda yaşamış olan Atinalı Meton'un astronomi takvimi olan Meton Döngüsü ile matematiksel bir ilişkisi olduğu anlaşılıyordu [7].

44.4. Antikythera Düzeneği dış çarklarının radyografi görüntüsü [8].
 
Price, bu düzenek üzerinde tam yirmi sene çalıştı. Nihayet bu düzeneğin dünyanın ilk analog bilgisayarı olduğunu fark etti! Bu karmaşık düzenek aslında istenilen herhangi bir tarih için beş gezegenin, Ay'ın ve Güneş'in konumunu veriyordu! Fakat böyle karmaşık bir düzeneği inşa edebilmek için Nicolaus Copernicus (1473-1543) tarafından 1543 yılında yayınlanan Güneş merkezli evren teorisini, Isaac Newton (1642-1727) tarafından 1687 yılında formüle edilen yerçekimi kanununu ve Robert Willis'in (1800-1875) episiklik dişlilerin çalışma prensipleri üzerine yazdığı 1841 tarihli makalesindeki teoriyi bilmek gerekiyordu [7]. İyi de bütün bu bilgilere  günümüzden iki bin yıl önce birileri sahiptiyse bu bilgi neden aktarılamamıştı?

44.5. Arşimet Parşömeninden bir sayfa.
 
Antikythera batığının Ege Denizi açıklarında keşfedildiği tarihlerde H. Schöne adında genç bir Alman araştırmacı İstanbul'da Doğu Roma (Bizans) İmparatorluğu döneminden kalma dini el yazmaları üzerine çalışıyordu. Eskiden bu tür metinler hayvan derisinden özel olarak hazırlanmış parşömenler üzerine yazılırlardı. Üzerine yazı yazacak malzeme bulmak orta çağda zor olduğu için bazen üzerinde daha eski bir metin bulunan parşömenler kabaca temizlenir ve tekrar kullanılırlardı. Görünene göre Schöne'nin incelediği 10. yüzyıldan kalma dini metni kaleme alan rahip de böyle eski bir eseri silip üzerine bu metni yazmıştı  (44.5). Schöne, dini metnin altından zar zor okuyabildiği bir matematiksel denklemi bir kağıda not etti ve Danimarka'daki hocası Johan Ludvig Heiberg'e gönderdi. Heiberg Antik Yunan tarihi üzerine çalışan bir filologdu ve daha ilk bakışta bu metnin Archimedes (MÖ287-MÖ212) tarafından yazıldığını anladı [9].
 
44.6. Arşimet Parşomeni'nin X-ışınları altında görüntülenmesi [9].
 
Arşimet Parşömeni (Archimedes Palimpsest) bu tarihten sonra muhtemelen I. Dünya Savaşı sırasında bir şekilde İstanbul'dan kaçırıldı ve ancak 1971 yılında Cambridge Üniversitesi Kütüphanesi'nde tekrar ortaya çıktı. Bir dizi hukuksal sorunun çözümlenmesinden sonra 1999 yılından itibaren parşömen üzerinde bilimsel çalışmaların yapılması mümkün oldu. Parşömen kayıp olduğu  sırada epeyi zarar görmüştü. Rutubetten etkilenmiş, üstteki dini metin yenilenmeye çalışılmış, alt katmanında bulunan metin uygunsuz tekniklerle okunmaya çalışılmıştı. Neyse ki bu süre içerisinde teknoloji de ilerlemişti. X-ışınları ve bir takım özel yöntemler ile parşömenin alt katmanlarındaki yazıların görüntülenmesi artık mümkündü (44.6). Yapılan incelemeler sonrasında Arşimet'in milattan önce üçüncü yüzyıl gibi bir tarihte makine teorisi üzerine birçok yöntem geliştirdiği, ileri düzey matematik denklemleri üzerine çalışmaları olduğu anlaşıldı [9].
 
Arşimet'in yaşadığı dönemde İskenderiye Kütüphanesi ile keşiflerini paylaştığı düşünülüyor. Çarkların mekaniği üzerine Arşimet'in ve İskenderiyeli mühendislerin bilgileri vardı [10]. Her ne kadar Arşimet'in çalışmaları yüzlerce yıl boyunca İskenderiyeli mühendisler tarafından muhafaza edilmiş ve gelecek kuşaklara aktarılmışsa da Roma İmparatorluğu'nun baskıcı rejimi altında bu bilgilerin geliştirilmesi ve hatta geniş kitlelere aktarılması mümkün olmamıştı.
 
İznik'te doğmuş olan Hipparkos (MÖ190-MÖ120) Antik Yunanlı bir gökbilimciydi. İskenderiye ve Rodos'ta çalışmalar yapmıştı. Antikythera düzeneğinin de büyük ihtimalle İskenderiye'de Hipparkos tarafından yapıldığı düşünülüyor. Fakat bu yalnızca bir tahmin. Miletli Isidore ve Trallesli Anthemius da İskenderiye'de çalışma fırsatı bulmuş mühendislerdi ve 6. yüzyılda Konstantinopolis'te (İstanbul) Ayasofya Katedralini inşa etmişlerdi - benzer bir mabedin yapılması bin yıl boyunca mümkün olmadı [11]. İskenderiye Kütüphanesine ne mi olmuştu? İç savaş sırasında Caesar tarafından milattan önce 48 yılında yakılmıştı!
 
 


KAYNAKÇA
[1] Julius Caesar, The Civil War, Oxford University Press, UK, 2008.

[2] Castro, L.A., The Battle of Actium (02.09.31 BC), 1672.

[3] Rougé, J., Recherches sur l’organisation du commerce maritime en Méditerranée sous l’Empire romain, École Pratique des Hautes Études, Paris, 1966.
 
[4] De Souza, P., "Rome's contribution to the development of piracy", Memoirs of the American Academy in Rome. Supplementary Volumes, Vol. 6, The Maritime World of Ancient Rome, pp. 71-96, 2008.
 
[5] Theotokis Theodoulou examines the ship's lead anchor stockAlexandros Sotiriou/HEUA/WHOI, 2012.
 
[6] Antikythera mechanism, National Archaeological Museum, Athens, No. 15987, 2005.
 
[7] Pastore, G., "Antikythera Calculator advances modern science of 19 centuries", Advances in Space Research, Vol. 46, pp. 552-556, 2010.
 
[8] Derek J. de Solla Price, "Gears from the Greeks: The Antikythera Mechanism, a Calendar Computer from Ca 80 B.C.", Transactions of the American Philosophical Society, 1974.

[9] Wilson, N., "The Archimedes Palimpsest: A Progress Report", The Journal of the Walters Art Museum, Vol. 62, A Catalogue of Greek Manuscripts at the Walters Art Museum and Essays in Honor of Gary Vikan, pp. 61-68, 2004.
 
[10] Chondros, T.G., "Archimedes life works and machines", Mechanism and Machine Theory, 45, pp. 1766-1775, 2010.

[11] Papathanassiou, M.K., "Reflections on the Antikythera Mechanism Inscriptions", Advances in Space Research, 46, pp. 545-551, 2010. 

3 yorum:

  1. Müthiş bir 'iz sürme' yazısı olmuş! Antikythera mekanizması ile tanışmam beni 'bilim tarihi'yle etraflıca ilgilenmemi sağlayan en önemli köşetaşlarındandır ve ilk karşılaştığımda duyduğum heyecan ve şaşkınlığı ifade etmem güç.. Bu yazıdaki detayların bir kısmını öğrenecek kadar tarihini inceleme fırsatım olmamıştı; biraz daha detaylı incelemek adına referanslarınız benim için epey yol gösterici olacaklar!

    Konuyla ilgili biraz daha 'popüler' boyutta yazdığım bir yazıyı da bu fırsatla paylaşmak istedim: http://www.gokgunce.org/2010/12/antik-yunandan-astronomi-bilgisayar.html

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Arif Bey merhaba,

      Bu araştırmayı yapmama ilham olan kaynaklardan biri de Gökgünce'de karşılaştığım yazınızdı zaten. Teşekkürler.

      Selamlar ve sevgiler.

      Sil
  2. Benim daha önce duymadığım bir mekanizmayı, az bilinen tarih bilgileriyle çok güzel harmanlayarak anlatmışsın Sevgili dostum. Zevkle okudum.

    Sevgiler
    HA

    YanıtlaSil