7 Ocak 2013 Pazartesi

27) Kuğu Takımyıldızı ve Göbeklitepe

Gece şehrin ışık kirliliği altında birkaç saat gözlem yaptım. Gökyüzünün sunduğu manzarayı bilmiyorsanız ondan mahrum olduğunuzun da farkında olamazsınız. Oysa kendimizi evrenin bir parçası olarak hissetmek için gökyüzüne bakarız. Derin sulardaki doğal yaşamla, çalıların üzerinde şarkı söyleyen kuşlarla, etrafta uçuşan çeşitli böceklerle, kuru toprağın içinde sürünen kurtçuklarla ve birbirlerinden farklı gelişmiş olan tüm bu türlerle çeşitli doğa kanunları ile ilişkilerimiz olduğunu gözden kaçırırsınız. Parçası olduğumuz bu büyük ve kaotik sistemle etkileşim halinde olduğumuzu unutur, geçmişle ilişki kuramayız.

Böyle gecelerde tüm şehirde elektriklerin kesilmesini umuyorum. Gecenin karanlığa gömülmesini ve yıldızların özgürlüklerine kavuşmalarını diliyorum. Nasıl bir manzarayı kaçırdığımızı hatırlamamız gerekiyor.

27.1. Kuğu takımyıldızı.

Tripodumu götürmeyi unutmuştum. Fotograf makinemin poz süresini ayarladım, yere koydum ve tam tepemde bulunan Kuğu takımyıldızının bir fotografını çektim (27.1.). Çektiğim fotografta Kuğu takımyıldızını ellerini açmış, tüm insanlığı kucaklayan bir insan figürüne benzettim. Oysa çağlar boyunca bu figür bir kuğuya benzetilmişti. Onun kanatlarının altında insanlar doğmuş, yaşamış ve ölmüşlerdi.

27.2. Kuğu'nun Kuzey Yıldızı etrafında yolculuğu.
 
Kuğu, kuzey yıldızının etrafında bir senede tam bir tur döner. Her gece Polaris etrafında yaptığı yolcuğunun kısa bir bölümünü tamamlar. Gündüz olduğunda Kuğu aydınlık gökyüzünün ışıkları arasında kaybolmuş olur. Kuğu'nun bu ilerleyişi aylar bazında daha belirgin olarak gözlemlenebilir (27.2.).
 
Kuğu, binlerce yıldız tarafından süslenen Samanyolu'nun tam üstünde yer alır ve onun üzerinde ilerliyor gibi gözükür. Bir rivayete göre, Kuğu'nun ölen kimselerin ruhlarını gagasının arasına alarak ölümden sonraki hayata taşıdığına inanılırdı. Çünkü Kuğu, Samanyolu üzerinde binlerce ölümsüz ruhun üzerinde uçuyor ve karanlık gökyüzünün güneşi olan kuzey yıldızının etrafında dönüyordu. Kuğu, gagasında taşıdığı ruhları geceyi yutan bir girdap gibi  karanlık gökyüzünün ortasında duran kuzey yıldızından diğer aleme bırakarak geçişlerini sağlıyordu.
 
27.3. Göbeklitepe'de bulunan kuğu figürlü taş.
 
Günümüzden 12000 yıl kadar önce Bereketli Hilal sınırları içerisinde yaşayan atalarımız Göbeklitepe'de bu sebeple üzerinde kuğu figürleri olan tapınaklar yapmış olabilirler (27.3.). Belki de dünyanın ilk dini tapınakları böyle bir inanışın ritüellerine hizmet ediyordu. Öyle veya değil, Göbeklitepe'de bulunan tapınakların astronomi ile yakın ilişkisi olduğu düşünülüyor.
 
Gökcisimlerinin hareketleri kusursuz değildir. Uzun zaman dilimleri içerisinde sabit gibi gözüken konumları değişir. Geçmişte yıldızların konumları günümüze göre farklıdır. Geçmişte gece gökyüzünün nasıl olduğunun hesaplanması ve gökyüzünün o haliyle antik kültürleri nasıl etkilediğinin araştırılması ise arkeo-astronomi dalının konusudur.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder