Bu güncede anlatmaya çalıştığım astronomi fenomenlerini görsellemek zor oluyor. Çünkü anlatmaya çalıştığım fiziksel olaylar hem mekanda hem de zamanda gerçekleşen değişimleri aynı anda tarif etmemi gerektiriyor. Hemen hemen tüm yazılarımda gökcisimlerinin konumlarını ve hareketlerini anlaşılır bir biçimde tarif etmeye çalışıyorum. Bunun için çoğu zaman ya çektiğim fotografları ya da bilgisayar yazılımları ile çizdiğim resimleri kullanıyorum. Gene de aktarmaya çalıştığım bilgilerin ne kadar anlaşılır oldukları konusunda hep bir şüphe duyuyorum.
Oysa animasyonların yardımı ile astronomi ile ilgili olaylar çok daha anlaşılır bir biçimde anlatılabilir. Çoğu zaman karmaşık astronomi olaylarını anlamak için televizyonlarda yayınlanan belgeselleri veya internet üzerinden erişebildiğim videoları izliyorum.
Oysa animasyonların yardımı ile astronomi ile ilgili olaylar çok daha anlaşılır bir biçimde anlatılabilir. Çoğu zaman karmaşık astronomi olaylarını anlamak için televizyonlarda yayınlanan belgeselleri veya internet üzerinden erişebildiğim videoları izliyorum.
30.1. Brüksel Planetaryumu.
Geçen haftayı Brüksel'de geçirdim. Boş bir zamanımda Brüksel Planetaryumu'nu (Planetarium de Bruxelles) ziyaret ettim (30.1). Planetaryumlar (veya yıldızevleri) bir filmin sinema perdesine yansıtılması gibi gökyüzündeki yıldızların bir projeksiyon cihazı ile binanın kubbesine yansıtıldığı müzelerdir.
Ziyaretim sırasında Brüksel Planetaryumu'nda Violent Universe (Vahşi Evren) adlı bir film gösterimdeydi. Evrenin nasıl oluştuğu, hangi kuvvetlerin ve ne tür fiziksel fenomenlerin evren ve yaşam üzerinde etkili olduklarını anlatan bir filmdi. Filmde ilgimi çeken iki sahne vardı. Birinde bir mağara duvarında bulunmuş olan yıldız figürünün o tarihte gerçekleşmiş olan bir supernova patlamasını temsil ediyor olmasıydı. Diğer sahnede ise Boğa yıldız takımının Cebbar yıldız takımı ile olan ilişkisinden bahsediliyordu. Bu iki konuya biraz araştırma yaptıktan sonra bu güncede yer vermeyi düşünüyorum.
30.2. Girişte sergilenen gezegen modelleri.
Planetaryumun içerisinde ayrıca astronomi ile ilgili kitapların satıldığı bir bölüm, gezegenlerin modellerinin sergilendiği bir alan ve çeşitli uzay araçlarının nasıl çalıştıklarını gösteren çeşitli mekanizmalar vardı (30.2). Jimnastik salonlarında bulunan bisikletlere benzeyen bir araca binerek pedalları çevirdikçe önünüzdeki ekranda Güneş sistemimizde tur atabiliyor, uğradığınız gezegenler hakkında bilgi edinebiliyordunuz.
Ülkemizde de birkaç yerde turistik ve eğitim amaçlı planetaryumların mevcut olduğunu öğrendim. İstanbul'da turistik amaçlı ziyaret edilebilecek olan bir tanesi Rahmi M. Koç müzesinde bulunuyormuş. Bu müzede gösterimde olan filmlerin içerikleri hakkında pek bir fikrim yok. Fakat planetaryumların astronomi bilimi ile ilişkili hemen her konuda izleyicilerin ufkunu açmada önemli katkıda bulunabileceğini düşünüyorum. Bu sebeple ilk fırsatta bir planetaryum ziyaret etmenizi tavsiye ederim.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder