Los que tienen memoria, son capaces de vivir en el frágil tiempo presente, los que no la tienen, no viven en ninguna parte*
Çocukken arkadaşlarımla sahilde oturur, yıldızlara bakardık. Aynı yere bakıyor olmamıza rağmen birbirimize aslında görmediğimiz şeyleri anlatır, eğlenirdik. O tarihlerde gecenin bir yarısı sokaktaki köpeklerin havlamalarına uyandığımda bilimkurgu filmlerine konu olacak tuhaf şeyler aklıma gelirdi.
Çocukken arkadaşlarımla sahilde oturur, yıldızlara bakardık. Aynı yere bakıyor olmamıza rağmen birbirimize aslında görmediğimiz şeyleri anlatır, eğlenirdik. O tarihlerde gecenin bir yarısı sokaktaki köpeklerin havlamalarına uyandığımda bilimkurgu filmlerine konu olacak tuhaf şeyler aklıma gelirdi.
Farklı bir çağda yaşıyoruz. Bizler hastalıkları, ölümleri, mücadeleleri bilmeyen sıradan çocuklardık. Dolunayı seyrederken onun üzerinde bir zamanlar birilerinin yürümeyi başardığını biliyorduk. Bir yıldız kaydığında bunun muhtemelen bir meteor olduğunu da biliyorduk. Birilerinin birgün bu karanlık sonsuzluğun içerisinde başka diyarları keşfetmek üzere ilerleyeceğini hayal ederek gökyüzüne bakıyorduk. Hatta bizler de bir gün orada olmayı, bu gerçeğe dokunmayı hayal ediyorduk. Bir zamanlar aynı gökyüzünün başkaları için çok daha farklı değerleri ifade ettiğini bilmiyorduk.
Gökyüzünde gördüklerimiz çoğunlukla aldatıcıdır. Yıldızların ışıklarının bizlere ulaşması uzun zaman alır. Bizler gökyüzünün geçmişini görürüz. Astronomlar gezegenlerin, yıldızların, galaksilerin oluşumlarını anlamak için çalışır, geceye kazınmış olan delillerden geçmişi kurgulamaya çalışırlar. Tıpkı arkeologların kazılarda buldukları eserlerden tarihi olayları ve olayların gerçekleştiği koşulları anlamaya çalışmaları gibi. Geçen zaman zarfında gerçeklere ait kaybolan bilgiler şimdi sorduğumuz soruların cevaplarını vermemize yardımcı olabilir. Bilmecenin kayıp parçalarını yerine koymak ise emek ister. Araştırmalarımız derinleştirdikçe daha çok şeyi bilmediğimizi farkeder, daha çok araştırma yapma gereği duyarız. Ama buna değer, çünkü farkındalık bizlerin ve sevdiklerimizin hayat kalitesini yükseltmeye yarayacak çözümler bulmamızı sağlar, ancak bu sayede mutluluğu elde edebiliriz.
29.1. Işığa Özlem filminin posteri.
Geçmiş ile geleceğin bağdaştırılmasının hem toplumsal, hem de bireysel olarak varoluş/yaşamak ile ilişkisinin ele alındığı bir film Işığa Özlem (29.1.). Filmde bu ilişki astronomi, arkeoloji ve tarih bilimi arasında bir analoji kurularak aktarılıyor. Filmi izleyenlerin bu ilişkiyi farklı bağlamlarda da kurabileceğini düşünüyorum.
*Maziyi bilenler şimdiki zaman dediğimiz bu narin anı yaşarlar, maziyi bilmeyenler ise hiçbir yerde yaşamazlar
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder