Kutup ayarını daha hassas yapabilmek için kendimce bir yöntem geliştirdim. Önce üçayağın kuzeye bakması gereken ayağını pusula yardımıyla kuzeye doğru hizaladım. Ardından teleskopu üçayak üzerinde yere dik duracak biçimde sabitledim ve bir su terazisi ile kundağın tesviyede olup olmadığına baktım (39.1). Böylece teleskopun tepemden geçen meridyeni hedeflediğine emindim. Artık teleskopun kundağına 41 derece eğim verdiğimde bakacın ortasında Kuzey Yıldızı Polaris'i görmeliydim. Göremedim!
Sorun, pusulanın tam kuzeyi göstermemesi ve tabla eğimine vermem gereken 41 dereceyi mükemmel bir biçimde veremiyor olmamdı. Bu andan sonra üçayağın uçlarını çok az hareket ettirerek ve tabla eğimini değiştirerek bakaçta Polaris'i ortaladım. Artık Kuzey Yıldızı hiçbir yere kaçamazdı! Onu bakacın ortasına adeta çivilemiştim! Diğer yıldızlar ise artık onun etrafında dönüp duracaklardı. Bu kadar hassas bir ayardan sonra gerisi tamamen teleskopun bilgisayarına kalmıştı. Bu anlattığım kurulum işlemi biraz zamanımı aldı. O yüzden üçayağın yere temas ettiği noktaları işaretledim. Çünkü emin olun bütün bu işlemi her defasında en baştan yapmak istemezsiniz.
39.1. Kutup ayarı yapmak için takip ettiğim yöntem.
Sorun, pusulanın tam kuzeyi göstermemesi ve tabla eğimine vermem gereken 41 dereceyi mükemmel bir biçimde veremiyor olmamdı. Bu andan sonra üçayağın uçlarını çok az hareket ettirerek ve tabla eğimini değiştirerek bakaçta Polaris'i ortaladım. Artık Kuzey Yıldızı hiçbir yere kaçamazdı! Onu bakacın ortasına adeta çivilemiştim! Diğer yıldızlar ise artık onun etrafında dönüp duracaklardı. Bu kadar hassas bir ayardan sonra gerisi tamamen teleskopun bilgisayarına kalmıştı. Bu anlattığım kurulum işlemi biraz zamanımı aldı. O yüzden üçayağın yere temas ettiği noktaları işaretledim. Çünkü emin olun bütün bu işlemi her defasında en baştan yapmak istemezsiniz.
39.2. Çektiğim Halka Bulutsusu fotografı.
Teleskopun bilgisayarına o sırada görüş alanımda olan birkaç gezegeni göstermesi için komut verdim. Baktığım tüm objeleri bakacın tam ortasında görebiliyordum. İlk defa bu kadar başarılı çalışıyordu. Nihayet bir bulutsu fotografı çekmek için uygun koşulları yakalamıştım. Teleskopumu Halka Bulutsusu'na yönlendirdim. Mükemmel bir biçimde ortalanmıştı. Merceği çıkarıp fotograf makinemi yerleştirdiğimde önce odak ayarını tekrar yapmam gerekti. Ayrıca bu tak çıkar işlemi sırasında teleskop bir miktar sarsıldığı için Halka Bulutsusu vizörde bir miktar kaymıştı. Gene de bir fotografını çekmeyi başardım (39.2).
39.3. Çektiğim Halka Bulutsusu fotografının yakın görünümü.
Fotografta yalnızca bulutsunun göründüğü bölümü kestim ve fotoğrafı biraz netleştirdim (39.3). Bu fotografla ilgili teknik bilgileri aşağıda Tablo 39.A'da veriyorum. Böyle bir fotografı ilk defa gördüğünüzde bu objenin bir bulutsu olduğunu söyleyebilir misiniz? Mümkün değil! Nitekim bulutsular ilk gözlemlendiklerinde Gezegenimsi Nebula olarak adlandırılmışlardı. Nebula, latincede bulut veya sis anlamına gelir.
Gezegenimsi Nebula teriminin isim babası Frederick William Herschel (1738-1822), 13 Kasım 1790 yılında 8 kadir parlaklığında ve dairesel bir şekle sahip, soluk bir yıldız gözlemlediğini ve bu yıldızın etrafını saran bir atmosferi olduğunu Kraliyet Topluluğu'na (Royal Society) bildirdi. O tarihlerde Dünya dışında bir gökcisminin etrafında bir gaz bulutunun olması düşüncesine şüphe ile yaklaşılıyordu. Ayrıca çıplak gözle bakıldığında karanlık ve boş görünen yerlere teleskop yardımıyla bakıldığında yıldızların görülebildiği öğrenilmişti. Bu sebeple devrin bilim adamları bir gün daha güçlü teleskopların yardımıyla bulutsuların da yıldız kümelerinden oluştuğunun ispat edileceğini düşünüyorlardı [1].
39.4. Hubble Uzay Teleskopu tarafından çekilmiş Halka Bulutsusu (M57) fotografı [2].
Herschel'in gözlemleri bulutsuların yıldız kümelerine ayrıştırılamayacağını kesin olarak göstermiş, bu sıradışı keşfi kozmolojinin seyrini değiştirmişti. Herschel'in gözlemi evrenin yapısı ve oluşumu üzerine yeni sorular doğurmuştu. Artık gökyüzünde her baktığımız yerde yıldızlara rastlamak zorunda değildik. Ayrıca uzayda gözlemlenen bu toz ve gaz bulutları evrenin oluşumu üzerine de ipuçları veriyor olabilirlerdi.
Bulutsular, şekilleri itibariyle de her dönemde dikkat çekmişlerdir. Günümüzde bulutsuların yapıları üzerine çok daha sağlıklı fikirler yürütmemize olanak sağlayan gözlemler yapılabiliyor (39.4). Yalnızca yüzyıl önce bile bilinenlerin artık çok ilerisindeyiz. Halka Bulutsusu'nun ve Kedi Gözü Bulutsusu'nun çekirdek yıldızlarının etrafını saran toz ve gaz bulutlarını inceleyen William Huggins (1824-1910), bu olağan dışı oluşumun uzayda bulunan yeni bir elemente işaret ettiğini savunmuş ve bu elemente Nebulium ismini vermiştir. Ayrıca uzun bir süre bulutsuların Samanyolu Galaksisi gibi bir yapısı olduğuna, Güneş sistemimize de yeterince uzaktan bakıldığında benzer bir şeklin görülebileceğine inanılmıştır. Nihayet spektroskopun icadı ile bulutsuların yapıları incelenebilmiş ve bulutsuların birçok gizemi çözülmüştür. Nebulium olarak adlandırılan maddenin aslında iki kere iyonlaşmış oksijen olduğu, bulutsuların ise gökadalardan tamamen farklı bir yapıya sahip oldukları anlaşılmıştır. Halka Bulutsusu'nun kendine has halka şeklinin sebebini ise Rus matematikçi Madam Sofia Vasilyevna Kovalevskaya (1850-1891) izah etmiştir. Dönen bir gaz veya sıvı kütlenin halka şekli alacağını ve harici bir kuvvet tarafından uyarılmadığı sürece bu şeklini koruyacağını teorik olarak ispat etmiştir [3].
Tablo 39.A. Halka Bulutsusu fotoğrafı bilgileri.
KAYNAKÇA
[1] Lovell, B., "Herschel's Work on the Structure of the Universe", Notes and Records of the Royal Society of London, Vol. 33, No. 1, pp. 57-75, 1978.
[2] O’Dell, C.R.R., Ferland, G.J., Henney, W.J., Peimbert, M., Thompson, D., "Hubble Reveals the Ring Nebula's True Shape", NASA/ESA, 2011.
[3] Newkirk, B.L., "The Ring Nebula in Lyra", Publications of the Astronomical Society of the Pacific, Vol. 16, No. 94, pp. 13-25, 1904.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder